Kentsel dönüşüm, Türkiye genelinde afet riski taşıyan veya ekonomik ömrünü tamamlamış yapıların yenilenmesini amaçlayan bir süreçtir. Bu süreç, sadece eski binaların yıkılıp yeniden yapılmasını değil, aynı zamanda şehirlerin daha yaşanabilir ve güvenli hale getirilmesini hedefler.

Hangi Evler Kentsel Dönüşüm Kapsamına Girer?

Kentsel dönüşüm sürecine dahil edilebilecek evler genellikle şu özellikleri taşır:​

  1. Riskli Yapılar: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında, teknik analizler sonucunda “riskli yapı” olarak tespit edilen binalar kentsel dönüşüm kapsamına alınabilir. Bu tespit, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlarca yapılır. ​
  2. Afet Riski Altındaki Alanlar: Deprem, sel, heyelan gibi doğal afet riski taşıyan bölgelerde bulunan yapılar, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında değerlendirilebilir. ​
  3. Ekonomik Ömrünü Tamamlamış Binalar: Yapı yaşı, tek başına kentsel dönüşüm için bir kriter olmasa da, özellikle 1999 öncesi inşa edilmiş ve günümüz yapı standartlarını karşılamayan binalar, yapılan analizler sonucunda riskli yapı olarak değerlendirilebilir.

Kentsel Dönüşüm Süreci Nasıl İşler?

Kentsel dönüşüm süreci genellikle şu adımları içerir:​

  1. Risk Tespiti: Bina sahipleri veya ilgili kurumlar, yapının riskli olup olmadığını belirlemek için yetkilendirilmiş kuruluşlara başvurur.​
  2. Riskli Yapı Raporu: Yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan rapor, ilgili tapu müdürlüğüne ve maliklere bildirilir.​
  3. İtiraz Süreci: Malikler, rapora 15 gün içinde itiraz edebilir. İtirazlar, bakanlık tarafından oluşturulan komisyonlarca değerlendirilir.
  4. Yıkım ve Yeniden Yapım: Riskli yapı kararı kesinleşen binalar, belirlenen süre içinde yıkılır ve yerine yeni yapı inşa edilir. Bu süreçte devlet, çeşitli destek ve teşvikler sunabilir.​

Kentsel dönüşüm, sadece yapıların yenilenmesi değil, aynı zamanda yaşam alanlarının daha güvenli ve modern hale getirilmesini amaçlayan kapsamlı bir süreçtir. Riskli yapıların tespiti ve dönüşümü, hem bireylerin güvenliği hem de şehirlerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, yapı sahiplerinin binalarının durumunu değerlendirmeleri ve gerekli adımları atmaları önerilir.